Öğrenen Sürümü
Eğitici Sürümü
Öğrenen Sürümü
Eğitici Sürümü
Bu Modülün ana amacı gerçek ötesi ve sahte haber kavramlarını ve bunların demokrasileri ve toplumlarla bireylerin esenliğini nasıl tehdit ettiğini açıklamaktır.
İkincil amaç ise bu Modülün içeriğini kendi hedef kitlelerini eğitmek için kullanmak isteyen eğitmenlere rehberlik etmektir.
Bu amaçlardan hareketle, gerçek-ötesi dönemin bireylerin bilgi tüketimi üzerindeki etkileri ele alınmakta ve konunun nasıl öğretileceğine ilişkin yönergeler sunulmaktadır.
Bu Modülü başarıyla tamamlayanlar şunları yapabilir:
Ek olarak, bu Modülü başarıyla tamamlayan eğitmenler, gerçek ötesi ve sahte haber kavramlarını ve bunların demokrasiler ile insanların ve toplumların esenliği için oluşturduğu tehdidi nasıl öğreteceklerini anlarlar.
Bu Modül aşağıdaki bölümlerden oluşur:
Modülün ana hedefleri, içeriği ve öğrenme çıktıları Modülün Tanımı bölümünde açıklanmıştır. Öğrenenler için Yönerge, öğrenenler için yönlendirme ve önerileri içerir. Eğitmenler için Yönerge, eğitimin farklı aşamalarında eğitmenlere rehberlik eder ve konuyu öğretirken faydalı olabilecek ipuçları sağlar. İçerik, tüm çalışma materyallerini ve ilgili alıştırmaları içerir. Test, öğrenenlerin kendilerini ve ilerlemelerini test edebilmeleri için hazırlanmıştır. Genellikle çoktan seçmeli veya doğru/yanlış sorularından oluşur. Kaynakça, yararlanılan kaynaklar ve önerilen kaynaklar şeklinde iki bileşenden oluşur. İçerik hazırlanırken yararlanılan ve atıf yapılan kaynaklar Kaynakça başlığı altında listelenmiştir. Ek Kaynakça, konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenler için okunması önerilen kaynaklar ve izlenmesi önerilen videoların bir listesinden oluşur.
Öğrenenlerden içeriği dikkatle okumaları, önerilen videoları izlemeleri ve alıştırmaları yapmaları beklenmektedir. Daha fazla bilgi gereksinimi duydukları konularda kaynakçalarda listelenen kaynaklara başvurabilirler. İçerik üzerindeki çalışmalarını tamamladıktan sonra, ilerlemelerini değerlendirmek için modül sonundaki testi yapmaları önerilir. Test sonuçlarına göre gerekirse çalışma materyali yeniden gözden geçirilebilir.
Bu bölüm, ele alınan konunun nasıl öğretileceğine ve Modül içeriğinin bu amaçla nasıl kullanılabileceğine ilişkin eğiticilere yönelik öneriler ve ipuçları içermektedir.
Eğitim başlamadan önce görsel materyaller (resim ve video klipler) ve araştırmaya dayalı olgusal bilgilerle zenginleştirilmiş bir sunum (PowerPoint/Prezi/Canva) hazırlanması önerilir.
Konuya ısındırmak amacıyla başlangıçta Kahoot veya Mentimeter gibi araçlar kullanılarak katılımcılara konuyla ilgili genel ve kısa bazı sorular (3 ile 5 soru) yöneltilebilir. Böyle bir başlangıç katılımcıların konuyla ilgili mevcut bilgi düzeyleri hakkında bilgi sağlayacağı gibi bir motivasyon kaynağı olarak da kullanılabilir. Bu amaçla kullanılabilecek sorulara bazı örnekler şunlar olabilir: Gerçek ötesi ne demek? Yalan haber nedir?
Eğitim sırasında çeşitli öğretim yöntemleri bir arada kullanılabilir:
Katılımcıları sürece dahil etmenin ve öğrenecekleri şeyler hakkında ortak beklentiler oluşturmanın etkili bir yolu, konuyla ilgili birkaç ön soru sorarak düşünme ve tartışma olanağı yaratmaktır. Bu, grup çalışması ile fikirlerin ve görüşlerin sözlü olarak tartışılması şeklinde yapılabileceği gibi bireysel olarak her katılımcının fikirlerini kağıt üzerine yazması şeklinde de yapılabilir.
Etkinlik şu şekilde gerçekleştirilebilir:
Amaç netleştirilmelidir. Bu dersin amacı, gerçek ötesi ve sahte haber kavramlarını, bunların ilişkisini ve demokrasiler, bireyler ve toplumlar üzerindeki etkilerini açıklamaktır. Isınma sorularının ardından amaç ve hedefleri netleştirmek daha kolay olacaktır.
İçerik sunulurken katılımcılarla etkileşim içinde olmak ve onları aktif katılıma teşvik etmek önemlidir. Bunun için aşağıda bazı öneriler sunulmuştur:
Dersin kısa bir özeti yapılır, verilmek istenen en önemli mesajların tekrarlanmasını diğer bir deyişle öne çıkmasını sağlayacak birkaç soru sorulur.
Aşağıdaki soru bu konuda yardımcı olabilir:
Bitirirken, gerçek ötesi dönemde kamuoyunu şekillendirme konusunda nesnel gerçeklerin duygu ve kişisel inançlardan daha az etkili olduğunun; bu dönemde bilgi tüketiminin daha çok duygularla yönlendirildiğinin; sahte haberlerin daha hızlı yayıldığının ve daha fazla kişiye ulaştığının; sahte haber kavramının bilgi kirliliğinin yarattığı karmaşayı ifade etmekte yetersiz kaldığının katılımcılar tarafından anlaşıldığından emin olunmalıdır.
Demokrasiler eğitimli ve bilgili vatandaşlarla işlerlik kazanır, ancak günümüz bireyleri yanlış/sahte bilgiye boğulmuş durumdadır (Canales, 2020). İnsanların bilgi edinme, fikir ve inançlarını oluşturma süreçleri bu nedenle çok önemlidir (Lewandowsky, Ecker, Seifers, Schwarz & Cook, 2012, p. 107). Medya ve internet, doğruyu yanlıştan ayırma görevini bireye yükleyerek büyük miktarlarda bilgi sağlamaktadır. Bir yanda bilerek ya da bilmeyerek yanlış bilgi paylaşımı artarken (Canales, 2020), diğer yanda bireylerin karmaşık konuları anlamak için ayırabileceği zaman, bilişsel kaynaklar ya da motivasyon azalmaktadır. Sonuç olarak, yanlış anlamalar yaygındır. Üstelik, yanlış inançlar bir kez oluştuktan sonra, onları değiştirmek oldukça zordur (Ecker, Lewandowsky, Swire, & D. Chang, 2011, p. 570). Bunun ciddi sonuçları olabilir. Çoğunluk, gerçekte yanlış olan bir şeye inanıyorsa, yanlış bilgi, eğitim, sağlık ve ekonomi gibi çok farklı alanlarda toplumun çıkarlarına ters düşen siyasi ve toplumsal kararların temelini oluşturabilir. Bireyler de yanlış bilgilendirilirlerse kendileri ve aileleri için çıkarlarına uygun olmayan kararlar verebilirler (Lewandowsky, Ecker, Seifers, Schwarz & Cook, 2012, p. 107).
Bu nedenle yanlış bilgi, demokrasiler (Filloux, 2017) ve hem toplumların hem de bireylerin refahı için ciddi bir tehdit olarak görülmektedir. Niçin ortaya atıldıklarını, nasıl yayıldıklarını ve neden etkili olduklarını anlamak, yanlış bilgi ile mücadele için bir zorunluluktur (Wardle & Derakhshan, 2017, p. 14).
İnsanların yalanlara aldanmasını önlemek için en çok ihtiyaç duyulan şey, eleştirel düşünme ve haber okuryazarlığı becerilerini geliştirmeleri için onları eğitmektir.
Artık gerçek ötesi bir çağda yaşadığımız söyleniyor. Gerçek ötesi, nesnel gerçeklerin kamuoyunu şekillendirmede duygular ve kişisel inançlardan daha az etkili olduğu durumları ifade eden bir sıfat olarak tanımlanmaktadır (Post-truth, 2021). Buradaki “ötesi” sözcüğü “gerçek” kavramının ilgisizliğini ifade etmek için kullanılmıştır.
Gerçek ötesi çağda, bilgi tüketimi temelde insanların duyguları tarafından yönlendirilmektedir. Bu çağda, insanlar olgusal ve nesnel bilgi aramak ve bu tür bilgiyi kabul etmek yerine, duygularına ve kişisel inançlarına hitap eden bilgiye yönelmekte ve inanmaktadır (Cooke, 2018).
2016 yılında bir önceki yıla göre kullanımında büyük bir artış olduğu belirlenen “gerçek ötesi” sözcüğü, Oxford Sözlüğü editörleri tarafından yılın sözcüğü olarak ilan edilmiştir. Sözcüğün kullanımındaki ani artış, büyük ölçüde Birleşik Krallık'taki Brexit referandumu ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki başkanlık seçim kampanyaları sırasında üretilen çok sayıda asılsız ve sahte haberden kaynaklanmıştır (Flood, 2016).
Sözcük, “gerçek ötesi siyaset” şeklinde popüler hale gelmiş ve o zamandan beri haberlerde daha sık görünmeye başlamıştır.
"2016 Word of the Year: Post-Truth" by Mike Licht, NotionsCapital.com Lisans: CC BY 2.0
Duyguların kitlesel siyasi davranışları şekillendirmede oynadığı rol, siyaset psikolojisinde çok araştırılan bir konudur (Jones, Hoffman & Young, 2012, p. 1132). Bu alanda yapılan araştırmaların bulguları, duyguların siyasi meseleler ve adaylara ilişkin tercihler konusunda güçlü birer yordayıcı olduğunu kanıtlamıştır (Brader, 2005, p. 389). Çoğu oylama modeli, seçmenlerin hatırlarında kalanlar üzerine kuruludur ve hafızanın oldukça taraflı işleyen bir mekanizması vardır. Seçmenlerin duygusal tepki oluşturan bilgileri hatırlamaları olasılığı daha yüksektir (Civettini & Redlawsk, 2009, p. 125). Bunun farkında olan politikacılar yurttaşların duygularına hitap etmeyi giderek daha çok tercih etmektedirler. Ancak, eleştirmenler, bunun manipülatif olduğu ve demokratik karar alma süreçlerini olumsuz etkilediği yönünde uyarılarda bulunmaktadır (Brader, 2005, p. 388).
"Blah, Blah, Blah" by outtacontext Lisans CC BY-NC-ND 2.0
Gerçek ötesi siyaset, gerçeğin, senin gerçeğin ve benim gerçeğim şeklinde ayrıştığı kutuplaşma ortamında ortaya çıkmıştır. Sahte haberler kutuplaşmanın keskinleşmesine yol açmakta ve “demokrasinin dokusuna” zarar vermektedir (Al-Rodhan, 2017). Diğer bir deyişle, mevcut siyasi ve toplumsal kutuplaşmalar sahte haberlerle pekiştirilmektedir. Grup kutuplaşması sosyal psikolojide önemli bir olgudur ve feminizm, aşı, futbol, iklim değişikliği, hayvan hakları, kürtaj, siyaset gibi birçok sosyal bağlamda gözlemlenebilir (Group polarization, 2020). Günümüzde internet ve sosyal medya, sahte haberler ve grup kutuplaşması için yeni bir platform sunmaktadır.
Gerçek ötesi çağda, bilgi tüketimi, insanların bilişsel yapısı yerine giderek daha çok duygusal yapısı tarafından yönlendirilmektedir. Bu gerçeklik, sahte haberlerin kaçınılmaz hale gelmesinin ve sahte haber üretimi ve yayılmasıyla mücadele etmenin güçleşmesinin en önemli nedenidir (Cooke, 2018).
Dünya tarihi, insanları yanıltmak için kullanılan uydurma içerik (yalan, söylenti, propaganda) örnekleriyle doludur (Wardle, 2020). Uzun bir geçmişi olmasına rağmen, “sahte haber” terimi ancak son yıllarda çok kullanılır hale gelmiştir. “Kasten ve doğrulanabilir şekilde yanlış olan ve okuyucuları yanıltabilecek haber” olarak tanımlanmaktadır (Allcott & Gentzkow, 2017, p. 213).
2003 ve 2017 yılları arasında “sahte haber” terimini kullanan akademik makaleler üzerinde yapılan bir çalışmada, terimin bir dizi farklı olguyu tanımlamak için kullanıldığı ve haber hicivinden, haber parodisinden, uydurma haberden manipülasyona, reklama ve propagandaya kadar farklı içerik türleriyle ilgili olduğu belirtilmektedir (Tandoc, Lim & Ling, 2018).
"fake-news-detail-2" by The Public Domain Review Lisans: CC PDM 1.0
Hangi biçimde ve hangi kategoride olursa olsun (şehir efsaneleri, aldatmacalar, komplo teorileri, haber hicivleri ve alternatif gerçekler gibi), günümüzde belirsizlik içeren bilginin artışı endişe verici orandadır. Sahte haberlerle mücadelenin önemi literatürde ve acil toplu eylem gerektiren problemleri ele alan 2021 Küresel Riskler Raporu'nda (The World Economic Forum, 2021) belirtilmektedir.
Sahte haber terimi yeni olmasa da, yeni olan, herkesin kolaylıkla yanlış ve yanıltıcı içerik oluşturabilme olanağına sahip olması ve bu içeriğin dünyayı dolaşabilme hızıdır (Wardle, 2020).
MIT bilim adamları tarafından yürütülen bir araştırma, sahte haberlerin ne kadar hızlı yayıldığının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Araştırmacılar, önce Twitter'da tweetlenen 100.000'den fazla haberden oluşturdukları veri setindeki haberleri doğrulama platformlarından elde edilen bilgilere dayanarak doğru veya yanlış olarak sınıflandırmış, daha sonra bu veri setindeki haberlerin yayılımı üzerine yaptıkları araştırma, sahte/yanlış haberlerin daha fazla kişiye ulaştığını (%70 daha fazla) ve gerçeklerden daha hızlı yayıldığını (altı misli) göstermiştir. Araştırmacılar, sahte haberlerin gerçek haberlerden daha tuhaf ve ilgi çekici olduğu ve insanların bu tür tuhaf ve ilgi çekici haberleri paylaşma eğilimlerinin daha yüksek olduğu sonucuna varmıştır (Vosoughi, Roy & Aral, 2018).
Kaynak: Science
Başka bir analiz, ABD'de 2016'da sahte seçim haberlerinin Facebook'ta gerçek haberlerden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymaktadır. Liste başında yer alan sahte seçim haberlerinin, Facebook'ta büyük haber kuruluşlarının önde gelen seçim haberlerinden daha fazla (yaklaşık yüzde 15) paylaşıldığı, daha fazla tepki ve yorum aldığı belirlenmiştir (Silverman, 2016).
Sahte haberler genellikle doğrulanmadan viral hale gelmektedir (Cooke, 2018). Sosyal medyada bulunan yanıltıcı bilgilerin çoğunun ilk paylaşımından genellikle propagandacılar ve troller sorumlu olsa da, yanlış bilgilerin yayılmasında kamuoyunun eylemleri önemli rol oynamaktadır (Vosoughi, Roy, & Aral, 2018, p. 1146). Dolayısıyla, yanlış bilgilerin yayılmasını azaltmanın bir yolu, bireylerin bu bilgileri paylaşma olasılığını azaltmaktır (Fazio, 2020). En çok endişe verici olan ise, sonunda çürütülse bile, yanlış bilginin verdiği zararın kalıcı olabilmesi ve varlığını sanal dünyada korumaya devam edebilmesidir (Cooke, 2018).
Wardle'ın (2019, p. 6) belirttiği gibi, bilgi ekosistemi artık tehlikeli bir şekilde kirlenmiştir ve insanları birbirine bağlamaktan çok kutuplaştırmaktadır. Sahte bilgi, yalnızca siyasi konularda değil, aynı zamanda ekonomi ve sağlık gibi çok çeşitli diğer konularda da kamu söylemini kirletmektedir. Özellikle sağlık alanındaki yanlış bilgiler insanlar için büyük bir tehdit oluşturmaktadır (Wardle & Derakhshan, 2017, p.10). Öyle ki, tipik olarak hızlı ve geniş kapsamlı bir bilgi yayılımını ifade eden, “bilgi” (information) ve “salgın” (epidemic) sözcüklerinden türetilen “infodemi” terimi (Infodemic, 2021), Dünya Sağlık Örgütü (2020) tarafından “bir salgın sırasında kafa karışıklığına ve riskli davranışlarda bulunmaya sebep olan hatalı bilgi de dahil çok fazla miktarda bilgi” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Ayrıca, iklimle ilgili komplo teorileri üzerine yapılan bir araştırmada, kamuoyunun iklim değişikliğiyle ilgili yanlış bilgilendirilmesinin, iklim değişikliği gerçeğinin kabulünü olumsuz yönde etkilediği ve hafifletme politikalarına verilen desteğin azalmasına yol açtığı belirlenmiştir (Cook, Lewandowsky & Ecker, 2017).
Sahte haber teriminin yerine daha iyi bir alternatifin gerekli olduğu konusunda ilgili literatürde görüş birliği vardır. Çünkü bu terim bilgi kirliliğinin karmaşıklığını tanımlamakta yetersiz kalmakta ve tüm yanıltıcı içerik türlerini kapsamamaktadır. Bu nedenle ayrım yapmaya yardımcı olacak daha uygun terimlerin kullanılması önerilmektedir (Wardle, 2019, p. 6; Wardle, 2020). Bu konu bir sonraki modülde tartışılacaktır.
Allcott, H. & Gentzkow, M. (2017). Social media and fake news in the 2016 election. Journal of Economic Perspectives, 31(2), 211–236. doi:10.1257/jep.31.2.211.
Al-Rodhan, N. (2017). Post-truth politics, the fifth estate and the securitization of fake news. Global Policy.
Brader, T. (2005). Striking a Responsive Chord: How Political Ads Motivate and Persuade Voters by Appealing to Emotions. American Journal of Political Science, 49(2), 388-405. doi:10.2307/3647684
Canales, S. B. (2020). The Australian Libraries and Information Association and National Archives Band Together Against Disinformation. The Canberra Times.
Civettini, A., & Redlawsk, D. (2009). Voters, Emotions, and Memory. Political Psychology, 30(1), 125-151.
Cook, J., Lewandowsky, S. & Ecker, U.K.H. (2017). Neutralizing misinformation through inoculation: Exposing misleading argumentation techniques reduces their influence. PLOS ONE 12(5): e0175799.
Cooke, N. (2018). Fake news and alternative facts: Information literacy in a post-truth era. ALA.
Ecker, U., Lewandowsky, S., Swire, B., & Chang, D. (2011). Correcting false information in memory: Manipulating the strength of misinformation encoding and its retraction. Psychonomic Bulletin & Review, 18, 570–578.
Fazio, L. (2020). Pausing to consider why a headline is true or false can help reduce the sharing of false news. Harvard Kennedy School Misinformation Review. 10.37016/mr-2020-009.
Filloux, F. (2017). You can’t sell news for what it costs to make. The Walkley Magazine on Medium.
Flood, A. (2016). 'Post-truth' named word of the year by Oxford Dictionaries. The Guardian.
Group polarization. (2020). In Wikipedia.
Infodemic. (2021). Merriam-Webster Dictionary.
Jones, P. E., Hoffman, L. H. & Young, D. G. (2012). Online emotional appeals and political participation: The effect of candidates on mass behavior. New Media & Society, 15(7), 1132–1150.
Lewandowsky, S., Ecker, U.K.H., Seifers, C. M., Schwarz, N. & Cook, J. (2012). Misinformation and its correction: Continued influence and successful debiasing. Psychological Science in the Public Interest, 13 (3), 106–131.
Post-truth. (2021). Oxford English Dictionary.
Silverman, C. (2016) This analysis shows how viral fake election news stories outperformed real news on Facebook. Buzzfeed News, November 16, 2016.
Tandoc, E.C., Lim, Z.W. & Ling, R. (2018). Defining “fake news”. Digital Journalism, 6(2), 137-153. DOI: 10.1080/21670811.2017.1360143
The World Economic Forum. (2021). The Global Risks Report 2021: Insight Report (16th Edition).
The World Health Organization. (2020). Infodemic.
Vosoughi S., Roy D. & Aral, S. (2018). The spread of true and false news online. Science, 359 (6380),1146-1151
Wardle, C. & Derakhshan, H. (2017). Information disorder: Toward an interdisciplinary framework for research and policymaking. The Council of Europe.
Wardle, C. (2019). First Draft’s essential guide to understanding information disorder. First Draft.
Wardle, C. (2020). The Age of information disorder. In C. Silverman (Ed.). Verification Handbook for Disinformation and Media Manipulation, 3rd Ed. European Journalism Centre.
Cooke, N. (2018). Fake news and alternative facts: Information literacy in a post-truth era. ALA.
Tandoc, E.C., Lim, Z.W. & Ling, R. (2018). Defining “fake news”. Digital Journalism, 6(2), 137-153. DOI: 10.1080/21670811.2017.1360143
Vosoughi S., Roy D. & Aral, S. (2018). The spread of true and false news online. Science, 359 (6380),1146-1151
Cooke, N. A. (2017). Post truth: Fake news and a new era of information literacy.
Lewandowsky, S. (2019). “Post-truth” and “fake news”: What, why, and how do we respond?
Wardle, C. (2020). The need for emotional scepticism.